HÜSEYİN YÜCE Click for Artist Information

Tuval üzeri yağlı boya, 35x30 cm, Çerçeveli

HÜSEYİN YÜCE

Kütahyalı ressam Hüseyin Yüce 1928 yılında Kütahya merkeze bağlı Göveçci köyünde doğmuştur. Okuma yazmayı devletin açtığı gece kurslarında öğrenmiştir. İlk derslerini, aynı zamanda hattat olan köy imamından almasıyla resme ve çizime olan 'ilk aşinalık, resme ilgisinin temelini' oluşturmuştur. Ressam Necati Astarcıoğlu’nun Çamlıca’daki köylerine resim yapmak için gelişiyle ressamın hayatı değişir. Büyük bir ilgi ve merakla onu seyretmeye başlar ve kendi yaptığı kazkanadından eşek tüyünden, yapılan fırçalar ve hırdavatçıdan aldığı yağlı boyalar ile resim yapmaya başlamıştır. Resim öğretmeni Necati Astarcıoğlu'nun özendirici etkisiyle, resim yapmaya başlamıştır.

Kütahya Devlet Güzel Sanatlar Galerisi müdürü Ressam Cavit Atmaca onun yeteneğini keşfeder. Cavit Atmaca İzmir Resim Heykel Müzesi’ne tayin olunca yerine 1971 yılında gelen yeni galeri müdürü Ressam M. Sabri Tezcan Hüseyin Yüce'yi bez tuvalle ve tüpte satılan yağlı boyalarla destek olacak ve naif alanda eserler üretmesinde cesaretlendirecek saf yürekle resme bağlanmasını ve sembol haline gelmesini sağlar (Yıldız, 2019). İlkokul çağında ilk çizdiği resimler İsmet Paşa portresi ve bir manzara olmuştur. Kendini resimle ifade yolunu bulan Yüce çevresinden gördüğü olumlu destek ve görüşler ışığında çalışmalarına şevkle devam eder. Doğa konularını tamamen kendi hayal dünyasındaki saf renklerle özgür bir biçimde ele aldığı resimleri, onu katıksız bir naif ressam olma yönünde ilerlemesini sağlayacaktır. Yüce hayatını çiftçilikle ve hayvancılıkla sürdürmektedir. Zaman içinde resme duyduğu bu tutku ve gördüğü ilgi ve talep üzerine çiftçiliği bırakarak zamanının çoğunu Çamlıca’da-Güveççi köyünde mütevazı evinde resim yapmaya ayırmıştır. İçindeki doğa sevgisini, renk tutkusunu ve yaşama sevincini sıcak renklerle ve titiz bir resim işçiliği ile biçimlendiren Hüseyin Yüce, özellikle ince dallı kıvrak ağaçları ve pembe mor gökyüzü ile alışılagelen kalıpları kırarak, kuralsız bir şekilde köy ve orman manzaralarını lirik bir tatta işlemiştir.(Kahramankaptan,2001) İlk kişisel sergisini köy öğretmeni Ali Bey’in teşviki ile 1965 yılında Kütahya Güzel Sanatlar Galerisi'nde, ikinci kişisel sergisini de 1968'de Ankara Güzel Sanatlar Galerisi'nde açan Naif Ressam Hüseyin Yüce yurt içinde 30’a yakın kişisel ve pek çok karma sergiye katılmıştır. Başkent Ankara’da 24 Ocak 1994’de Doku Sanat Galerisi’nde, Armoni Sanat Galerisi’nde 4 Şubat 1996’da 1989 Benadam Sanat Galerisinde gene aynı yıllar içerisinde özellikle Ankara ‘da Galeri Artizan Sanat Galerisi gibi saygın galerilerde sergilerini açtı. Bu özel galerilerde açılan kişisel sergiler sayesinde 1970’li yıllardan sonra ünlenerek sanat koleksiyonerleri tarafından aranan isim olma yolunda ilerlemiştir. Naif ressam Hüseyin Yüce’nin Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi Koleksiyonunda eserleri yer almaktadır. Çeşitli devlet sergilerine katılan Hüseyin Yüce Devlet Resim Heykel Yarışması’nda iki kez başarı ödülü, katıldığı bir DYO resim yarışmasından mansiyon ödülü alır.1997 yılında ise İstanbul TÜYAP tarafından dağıtılan 10 başarı ödülünden birisi Hüseyin Yüce’ye verilir. Naif ressam Hüseyin Yüce yurtdışında Fransa, Macaristan Çekoslovakya, Hindistan, Monako, Romanya, Mısır, Finlandiya ve İngiltere’de sergiler gerçekleştirerek özel koleksiyonlara girerek adını yurtdışında da başarılı bir şekilde duyurmuştur. Bu sergilerin bir kısmı sadece ressamların eserlerinden oluşmaktadır ki Hüseyin Yüce ‘de bu sergiler de yer almış, Türkiye’yi naif resim alanında başarılı bir şekilde temsil etmiştir.(Gürdal,2013) Naif Ressam Hüseyin Yüce'nin, son çalışması Hacettepe Üniversitesi için yaptığı Hüseyin Yüce ağaçları ve renkleri ile bezeli büyük ebatlardaki tablosudur. Türkiye’nin dünyaca ünlü naif ressamı Hüseyin Yüce, 84 yaşında memleketi Kütahya’da 7 Şubat 2015 tarihinde hayata gözlerini kapamıştır. Cenazesi doğduğu ve yaşadığı Güveççi köyünde aile mezarlığına defnedilmiştir.